28 Temmuz 2017 Cuma

Karlar Kraliçesi

Evvel zaman içinde uzaklarda büyük bir kentte iki küçük çocuk varmış. Bunlar birbirleriyle
arkadaşmış. Ancak birbirlerini kardeş gibi severlermiş. Erkeğin adı Kay, kızın adı Gerdaymış. Bunlar sürekli birlikte oynar, hiç ayrılmazlarmış.

27 Temmuz 2017 Perşembe

İyi Yürekli Eşek

Bir varmış, bir yokmuş. Bol bol süt içenlerin kentinde bir sütçüyle eşeği yaşarmış. Sütçü, çıkarını iyi
bilen, çalışkan,gayretli ve kurnaz bir adammış. Sabahları gün ağarmadan uyanır, gider eşeğini uyandırır, neşeli türkülerle onu hazırlarmış :

13 Şubat 2016 Cumartesi

Kırmızı Başlıklı Kız

Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde uzak bir ormanın biraz gerisinde bir küçük kız yaşarmış.
Annesi ona üzerinde kırmızı başlığı olan bir pelerin almış. Kız bu pelerini çok seviyormuş ve nereye gitse onu giyiyormuş. Bu nedenle de herkes ona Kırmızı Başlıklı Kız diyormuş.

Kırmızı başlıklı kız odasında oyun oynarken annesi onu yanına çağırmış. Büyük annesi için yaptığı çörekleri götürmesini istemiş.Kırmızı Başlıklı Kız da elbisesini giymiş, üzerine kırmızı başlıklı pelerinini geçirmiş, başlığı çenesinin altında sıkıca bağlamış ve yola çıkmış.

” Ormanındaki yoldan ayrılma sakın!” diye seslenmiş annesi arkasından.
“Ayrılmam anne,” demiş Kırmızı Başlıklı Kız.
Tam ormana girmiş, birkaç adım atmış ki, çalılıkların arasından bir ses duymuş. Yola birden bir kurt fırlamış. Kırmızı Başlıklı Kız korkusundan az kalsın elindeki sepeti düşürüyormuş. Fakat kurt hiç de öyle düşmanca görünmüyormuş. “Nereye böyle küçük kız?” diye sormuş kurt.
“Büyük anneme gidiyorum,” demiş Kırmızı Başlıklı Kız. “ Ormanının sonundaki ilk ev. Büyük annemin sağlığı pek iyi değil. Ona annemin yaptığı çöreklerden götürüyorum. Kurt sepete doğru elini uzatmış, kırmızı başlıklı kız onun eline bir tane vurmuş. “ Çok ayıp, yaşlı bir kadının yiyeceğine dokunmak sana yakışıyor mu? Demiş.

Kurt ona yaklaşıp “kötü bir niyetim yoktu. Sadece bakmak istedim çöreklere. geçmiş olsun güzel kız, yakında iyileşir unutma” demiş ve yoluna gitmiş.

Kırmızı başlıklı Kız, çiçek toplayarak, kelebeklerin peşinden koşarak, kuş seslerini dinleyerek yolda ağır ağır ilerlerken kurt kestirmeden Büyük annenin evine varmış, kapıyı çalmış.
“Kim o?” diye seslenmiş içeriden yaşlı kadın.
Kurt sesini değiştirerek, “Benim büyük anne, Kırmızı Başlıklı Kız,” demiş. “Çayın yanında yemen için sana çörek getirdim.”
“Kapı açık gel,” diye seslenmiş Büyük anne. Kurt hemen içeri dalmış. Öyle açmış ki! Günlerdir hiçbir şey yememiş. Bu yüzden Büyük anneyi çiğnemeden bir lokmada yutuvermiş. Biraz sonra Kırmızı Başlıklı Kız Büyük annenin kapısını çalmış.
“Kim o?” diye seslenmiş kurt yumuşak bir sesle.
“Benim, Kırmızı Başlıklı Kız.”
“Kapı açık güzelim,” diye seslenmiş kurt. “İçeri girebilirsin.”
Kırmızı Başlıklı Kız bir an için tereddüt etmiş. ‘Büyük annemin sesi ne kadar da garip böyle?’ diye düşünmüş. Sonra büyük annesinin hasta olduğu gelmiş aklına ve kapının mandalını kaldırıp açarak içeri girmiş.
Kurt, Büyük annenin geceliğini giymiş, onun başlığını ve gözlüğünü takmış yatakta yatıyormuş. Yorganı boğazına kadar çekmiş, içerisi karanlık olsun ve suratı fark edilmesin diye de perdeleri iyice kapamış.
“Elindekileri oraya bırak da yanıma gel canım,” demiş kurt.
Kırmızı Başlıklı Kız çöreği yatağın yanındaki küçük masanın üzerine koymuş, ama hemen kurdun yanına gitmemiş. Çünkü Büyük annesi bir tuhaf görünüyormuş. .
“Kolların neden bu kadar büyük Büyük anne?”
“Seni daha iyi kucaklamak için!” demiş kurt.
“Kulakların neden büyük, peki?”
“Seni daha iyi duyabilmek için!” demiş kurt.
“Gözlerin neden kocaman, peki?”
“Seni daha iyi görebilmek için,” demiş kurt.
“Dişlerin neden sivri peki?”
“Seni daha iyi yiyebilmek için,” demiş kurt.
Bunu söyledikten sonra kurt artık daha fazla kendine engel olamamış ve yorganı bir tarafa atarak yataktan fırladığı gibi Kırmızı Başlıklı Kız’ı bir lokmada yutuvermiş. Sonra da karnı doyduğu için keyfi yerine gelmiş ve uykuya dalmış.

Ama ne var ki kurt çok kötü horluyormuş. Evin önünden geçen bir avcı onun horultularını duymuş. Büyük anneye kötü bir şey mi oldu acaba, diyerek kulübeden içeri girmiş. İçeri girer girmez de orada neler olduğunu hemen anlamış. Kurdu dere kenarına kadar götürmüş, karnını kesip büyük anne ve kırmızı başlıklı kızı içinden çıkarmış.Sonra onların yardımıyla kurdun karnını taşlarla doldurmuş ve dikmiş. Kurt uyanmış, ne kadar çok susadığını düşünmüş, yanındaki ırmağa doğru eğilmiş, eğilmesiyle birlikte düşmesi de bir olmuş ve o günden sonra kurdu bir daha gören olmamış.

12 Şubat 2016 Cuma

Uçan Terlik

Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde deve tellal pire berber iken, ben
anamın beşiğini tıngır mıngır sallarken, birbirine bir elmanın iki yarısı kadar benzeyen iki kardeş varmış. İkizlermiş; boyları posları, kaşları gözleri aynıymış ama huyları birbirinden çok farklıymış. İkiz Bir bağırarak konuşur, İkiz İki`nin sesi yumuşa cıkmış. İkiz Bir vurup kırmayı severmiş,

11 Şubat 2016 Perşembe

Papağan ile Çakal

Ülkenin birinde, çok akıllı bir papağan yaşardı. Büyük bir ağacın üstünde yuva kurmuştu. Ağacın
kovuğunda da bir çakal, yavrularını büyütüyordu. Çakal ara sıra ava gidince, papağanın yavruları aşağı iniyordu. Ağacın kovuğuna girip çakalın yavrularıyla oynuyorlardı. Anne papağan, bu durumdan hiç hoşnut değildi. Bir gün yavrularını toplayıp öğüt vermeye başladı:

10 Şubat 2016 Çarşamba

Kar Tanesi

Eski çağlarda, kuzey ülkelerinden birinde, ormanlar içindeki küçük bir köyde, Daniel adında bir çiftçi
ve Anna adındaki karısı yaşıyorlarmış. Artık genç sayılmayacak yaşa gelmiş oldukları halde, Daniel ve Anna’nın çocukları yokmuş. Halleri vakitleri yerinde olduğundan, çocuksuz olmak, karı kocayı çok üzmekte imiş. Ama her ikisi de iyi kalpli insanlar oldukları için, yalnızlıklarını gidermek için türlü yollara sapar, huysuz ihtiyarlar gibi yaşamazlarmış.

Karga ile Tilki

Bay karga konmuş bir dala, koca bir peynir ağzında. Tilki kokuyu almış gelmiş, bilirsiniz kurnaz olur
tilkiler, kargayı nasıl tuzağa düşüreceğinin hesabını yapıvermiş.

9 Şubat 2016 Salı

Kurt ve Yedi Küçük Oğlak

Evvel zaman içinde yaşlı bir keçinin yedi yavrusu varmış. Bir anne çocuklarını nasıl severse o da
yavrularını öyle severmiş. Günün birinde keçi, yavrularına yiyecek bulup getirmek için ormana giderken onları çevresinde toplamış:

8 Şubat 2016 Pazartesi

Su Perisi

Bir gün güzel mi güzel bir Su Perisi deniz kıyısında oturmuş düşünüyormuş; kendisinin bir işe
yaramadığını yaşamın anlamsızlığını insanların duyarsızlığını orada niye bulunduğunu… Bir yandan da denizdeki dalgalara bakıyormuş. Dalgalardan küçük olanlar kıyıya kadar ulaşıp yumuşacık geriye doğru akarken karşıdan köpürerek gelen büyük dalgalar kendi kendini kırıyor hızı kesildiği için de kıyıya ulaşamıyormuş. Dalgaları insanlara benzetmiş birden.

7 Şubat 2016 Pazar

Konuşan Kardan Adam

Büşra, her zamankinden daha mutluymuş. Çünkü annesi ona kardan adam yapma sözü vermiş. Anne kız kabanlarını giyip çıkmışlar bahçeye. Yemyeşil ağaçlar ve rengarenk çiçeklerle süslü bahçelerinin şimdi bembeyaz oluşuna çok şaşırmış 

31 Ocak 2016 Pazar

Kiraz Ağacı

Bahçenin birinde bir kiraz ağacı varmış. Ağacın önce beyaz çiçekleri, sonra da kırmızı kırmızı kiraları olurmuş. Kiraz ağacının kapısı konuklara açıkmış. O hiç yalnız kalmazmış.

Kiraz ağacının bodrum katında köstebekler, solucanlar otururmuş. Ağacın gövdesinde ise karıncalar, böcekler bulunurmuş. Üst kattaki konuklar ise çiçeklere gelen arılar, dallara konan kuşlarmış.

Benekli Tay

Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde ülkelerden birinde bir padişah yaşarmış.

Bir gün padişahın biri başında bir bit bulmuş. Saraydaki hiç kimse bitin ne olduğunu bilmiyormuş.

Padişah, vezirine bunun ne olduğunu sormuş. Vezir de:

Mavi Fener

Vaktiyle bir asker varmış. Uzun yıllar krala canla başla hizmet etmiş. Savaş sona erip de asker, aldığı birçok yara yüzünden daha fazla hizmet edemeyecek duruma gelince, kral kendisine demiş ki:

Konuşan Leylek

Yaşamakta olduğumuz şu yıllardan pek de o kadar uzak sayılmayacak bir zaman dilimi içerisinde konuşan bir leylek yaşarmış. Bu leylek insanlar gibi konuşur, insanlar gibi düşünürmüş. İyilik yapmayı ne kadar çok istermiş bir bilseniz…Fakat, iyilik yapmak için hiç fırsat bulamamış.

Orman Perisinin Gülleri

Yemyeşil ağaçlarla kaplı ormanın birinde genç bir peri yaşarmış. Bu peri çiçeklerden en çok gülleri severmiş. Evinin bahçesinde renk renk güller yetiştirirmiş. Bu güller o kadar taze ve güzeller miş ki gören herkes perinin güllerine hayran kalırmış.